29 Eylül 2017 Cuma

MOONRISE KINGDOM/ YÜKSELEN AY KRALLIĞI

  Fragman'ı ''What kind of bird are you?'' diye başlayan filme bu şarkı eşlik ediyor.
  Wes Andreson un renk uyumu oyuncu kadrosu çekim gücü mükemmeliğine artık değinmiyorum.
   

  Filmde yakışıklı ile güzelin, mükemmel insanların harikülade birlikteliğini görmüyoruz. Bunun yerine daha samimi olanı tuhaf olan kızla sessiz olan oğlanın beraberliğini kendilerini ifade edişini görüyoruz. Film bu yönüyle bize daha gerçekçi bi senaryo sunuyor.


  Renkler yalın diyaloglarla uyum halinde. Abartıdan uzak oyunculuklarla bunu tamamlıyor.


   Filmin meşhur sahnesi evet beni de rahatsız etti. Kimine göreyse pedofili. Ancak yaşlarının denkliği ve içlerinde bulundukları durum bu sahneyi daha kabul edilebilir kılıyor. 


  Afiş çocuk filmi olarak yansıtsa da çocuklar için pek bir şey ifade etmeyecek bir film. Film ergenler arasındaki aşkı ele alıyor gibi görünse de aslında ergenler arası dostluğu ve yetişkinlerin bunun üzerine etkilerini de gözler önüne sermekte.


  Genel olarak hüzünlü bi yapısı olan filmin en sevdiğim sahnesi birbirleriyle 'When?','Where?' şeklindeki yazışmaları.


Wes Anderson sıralaması yaparsam birinci Grand Budapest Hotel, ikinci The Royal Tenenbaums olurken bu film de üçüncü olur benim için.

9 Şubat 2017 Perşembe

THE ROYAL TENENBAUMS / TENENBAUMS AİLESİ

    2001 yapımı olan bu filmde Wes Anderson'un asıl renklerini daha fazla görmeye başlıyoruz. Bir önceki filmde gençleri ele alırken şimdi çarpık yapılı bir aileyi ele alıyor.

  Renk, müzik, sahne uyumu her zamanki gibi harika. Karakterlerin kendilerine has özellikleri ve tuhaflıkları var. Filmi dikkatli izlerseniz çok etkileyici ayrıntılarla dolu olduğunu göreceksiniz.

  Film size kahkaha attırmayacak ama genel bir tebessüm oluşturacak. Film çok akıcı gidiyor. Film içindeki flash backler konuyu çok güzel besliyor.

  Filmde karakterlerin iç dünyasını da anlatıyor. Aslında her karakterin bir kaybı var ve bu kayıplar her karakterin hayatını değiştiriyor. O değişiklikler bazen o kadar ince ki hayret uyandırıyor.Biraz spoiler olacak ama mesela Chas Tenenbaum’um küçük yaşına rağmen takım elbiseyle dolaşıp eşinin ölümünden sonra her olaya daha çok müdahale edebilmek için kırmızı eşortmana geçiş yapıyor, hayatına hep böyle devam ederken cenazede siyah eşortman giyiyor :) 

  Film yaşamı masalsı bir dille ele alıyor eve sizi kendine çekiyor. Bence gidip hemen izleyin.

 Bu film için replik seçecek olsaydım bu sahne olurdu;
Ichie intihar ettikten sonra Margot sorar;

"Benim yüzümden mi intihar ettin?"
"Evet, ama senin suçun değil."

  Ayrıca Dünyanın en iyi simetrik çekimlerini bu adam yapıyor bence. Film izlerken resmen gözler doyuyor, hazzın en doruk noktasına ulaşıyor.

5 Şubat 2017 Pazar

RUSHMORE

 1998 yapımı olan bu film Wes Anderson un diğer filmleri gibi müzik, renk ve sahne uyumu tabi ki de mükemmel. Bunun yanında yine Wes klasiği olan tuhaf karakterler var ve oyunculukları harika. Ayrıca Bill Murray'ı bu filmden itibaren sürekli sahnede göreceğiz.

  Film esas olarak zamanın gençlerine eleştirisel gözle yaklaşıyor. Ana karakterin iticiliğine rağmen ve çevresinde bulunanların yorumlarına karşın bildiklerinden vazgeçmeyişi aslında hayranlık uyandırması gerekiyor. Galiba biz içten içe hasetlenip karakterin başına kötü şeyler gelmesini istiyoruz. Filmin ana karakterine sinir olmadan filmi tamamlayabilenleri ayakta alkışlamak istiyorum.

   Filmin öyle bir sahnesi var ki; sanırım herkesi bir an durdurup düşündürüyor. Bir kitaba elle yazılmış kısa bir paragraf; “Her ne sebeple olursa olsun bir kişi, olağanüstü bir hayat sürme şansına sahip olduğunda, onu kendine saklayamaz.”

  Filmin Türkçe' ye ''Çılgın Liseliler'' olarak çevrilmesi filme nasıl sığ yaklaştığımızı gösteriyor. Yönetmen görse ciğeri dağlanır, film hayatını bırakır ve intihar eder. Derinlemesine anlamlar içeren bir film. Akıcı ve hayret uyandırıcı . Kitap okuyorsanız bu filmi izleyin. Yoksa size pek bir şey ifade etmeyecektir.

  Sanırım Wes Anderson' u tanımlayacak cümleyi buldum ''Sıradan olayları tuhaflıklarla ele alıp renk ve müzik katarak masalsı şaheserler oluşturuyor.''

2 Şubat 2017 Perşembe

WES ANDERSON MARATONU

  Kendisi benim en bi sevdiğim film olan 'Büyük Budapeşte Oteli'nin yönetmeni. Kendi kendime dedim ki ben bu filmi bu kadar severken diğer filmlerini nasıl izlemem. Bu yüzden kronolojik olarak film listesi yaptım:
1 Bottle rocket (kısa film)
2 Bottle rocket
3 Çılgın liseliler
4 Tenenbaum ailesi
5 Suda yaşam
6 Küs kardeşler limited şirketi
7 Hotel chevalier (6.filmin devamı kısa film)
8 Yaman tilki
9 Yükselen ay krallığı
10 Castello Cavalcanti (kısa film)
11 Büyük Budapeşte Oteli (BBO)

  Adamı bu kadar sevmemin ilk nedeni renkleri sanırım.Şey de diyebiliriz 'PASTEL RENGİN EFENDİSİ'.Bu adamın kendine has bir absürd komedi anlayışı ve hüznü var. Onun dünyasında renkler daha canlı, arkadaşlıklar daha onurlu, aşklar daha saf ve mutsuzluklar bile daha keyifli.'Şiir kulağa mı göze mi hitap etmeli' durumu bu adam için 'Film kulağa mı hitap etmeli göze mi' şeklinde ele alabiliriz. Çünkü hem müzikleriyle hem renkleri ve simetrisiyle beni alıp başka diyarlara götürüyor. Şimdilik daha 3 filmini izledim bu yüzden genel olay örgünü konusunda yorum yapamıyorum. Ama şunu söyleyebilirim sıradan şeyleri farklı bakış açısıyla ele alıyor. Tim Burton'dan sonra en sevdiğim 2..yönetmen ilan ediyorum kendisini.

İlginç Not: Kendisinin vazgeçilmez aktörü  'Bill Murra'.İlk filmi hariç bütün filmlerinde Bill'i görebilir ve ya duyabilirsiniz :)

BOTTLE ROCKET

   1994 yılında kısa aynı isimli kısa filmle beraber yazmış ancak 1996'da çekebilmiş filmi. Kısa film aslında ilk filmi çekebilmek için dikkat toplamaya yarıyor.Neyse konumuza dönelim.

  Filmin yine kendine has renk uyumu vardı ama BBO kadar değil, ayrıca çekim yılından kaynaklanan objelerin orjinalliği ayrı güzeldi. Müzikleri bence yine hoştu. Ama bu filmde beni renklerin uyumundan ziyade 'tuhaflıkların uyumu' cezbetti.
Filmin ana karakterlerinden biri akıl hastanesinden yeni taburcu olmuş, diğeri ise kendi hayal dünyasında kurduğu çete olayına başta kendisi olmak üzere herkesi inandırmış biri. Sanırım yeterince tuhaf :)
  
  Mükemmel bi film sizi bekliyor diyemem ama beklentiyi düşük tutup Andersonu severseniz film sizi yeterince tatmin edecektir. Ayrıca filmde Wilson kardeşlerin 3ü de yer almakta bu da ayrı güzellik katmıyor değil :)

3 Mart 2016 Perşembe

ARINMA GECESİ:ANARŞİ

Son sınıf olmanın vermiş olduğu zorluklardan ötürü bloguma Kpss tarihine kadar yazmayacaktım.Bunu gerçekleştirmeme az kalmıştı ama daha fazla dayanamadım.Arada kendimi ödüllendirmek için film izleyip bir kenara biriktiriyordum.Ama bunları içimde daha fazla tutamadım.Kendi oluşturduğum minik dünyama geri döndüm :)Bu kadar lak lak yeter.Filme dönelim.

Hayatım yeteri kadar atraksiyonlu değilmişcesine böyle filmlere bayılıyorum.Daha önce 1.si çıkan filmi beğenerek izlemiştim.Filmi izleyeli uzun zaman olmasına rağmen bende yarattığı gerilimi hala anımsıyorum.Bu film çoğu klasik 2. filmler gibi 1.filmi aratıyor.Ama yine de çok güzel.Genel olarak sonra neler olabilceğini tahmin edebiliyorsunuz.Ama çekimler,kullanılan efektler özellikle ses efektleri filme karşı ilginizi kaybetmenizi önlüyor.

Filmin konusuna kısaca bakacak olursak sevgili Amerika yılın 1 günü 12 saatliğine tüm suçları yasallaştırıyor.Yani komuşunu mu öldürcen serbest, altınları mı yürütcen serbest, insanları kurşuna mı dizcen serbest ama enseyi de kollamak lazım.Filmde yine böyle bir gün 3 farklı grup insan karşılaşır ne tesadüftür ki hepsi de hemen kaynaşır beraberce olayları atlatırlar ölenler olur ama olsun kalan sağlar bizimdir.

Bu filmde de yeni çıkan yönetime karşı ayaklanma olayı var.Tabi ki de bunun başını çeken bir barış timsalimiz.Bu kahramana o kadar az yer verilmiş ki karakter adeta siz beni bi de 3. filmde görün diyor.Ayrıca bu karakteri powerpuff girls edasıyla oluşturmuşlar.Martin Luther King rengi,birazcık John Lennon gözlüğü , az miktarda Che Guevara şapkası ve bir miktar X maddesi işte size baş kahraman <3

Neyse filmin asıl vermek istediği mesaj 'kardeş olun ey insanlar' ve Amerikanın silahları.Sonuçta aksiyon seviyorsanız,ben biraz gerileyim biraz da kan falan göreyim diyorsanız 7-8 numara film.Çünkü filmi güzelce işleyip mantık hatalarına yer vermemişler ve ben bunu harika buldum.

IMDb:6.5 kararında bir hareket olmuş.

NEDEN İZLENMELİ?

BOL AKSİYON
MÜKEMMEL ATMOSFER
GÜZEL SENARYO





13 Ekim 2015 Salı

UÇURTMA AVCISI

  Aynı isimli kitaptan uyarlama.

  Kitabı yıllar önce okumuştum ve filmini izlemeye karar verdim.Büyük beklentilerle açtığım filmi hayal kırıklıklarımla bitirdim.Böyle mükemmel şaheser bi kitap bu kadar başarısızlıkla uyarlanamazdı.

   Film kitabı okumayanlar için bence eksiklerle dolu senaryosu saçma sapan boşluklar olan bir videoya dönüşmüş.Fragman bir filmi ne kadar yansıtırsa bu film de kitabı en fazla o kadar yansıtabilmiştir.

  Filmde tabi ki de kitaptakiler kadar yoğun duygu beklemiyordum.Ama bu kadar da olmaz.Sadece önemli olaylar nedenleri atlanılarak aktarılmış.Ama yüzeysellikten öne geçememiş.

  Bu kitap başka ellerde baş yapıt olabilirdi lakin bu bir kitap katliamı olmuş.

IMDb:7,6 nasıl aldı oy verenler kitabı mı okumadı yoksa sadece siyasi aktarımlarını mı beğendi bilemiyorum.Bence film zaman kaybından başka bi şey değil.Kitap okuyun...

15 Eylül 2015 Salı

PRENSESİN UYKUSU

    Filmi tek cümleyle özetlersem 'Büyükler için masal' derdim.Öncelikle şunu belirtmeliyim ki film Çağan Irmak filmi.Çağan Irmak filme Redd gurubunun 'Prensesin Uykusuyum'şarkısından ilham alarak yazıyor.Ama bunun yanında etnik kökenimizden olan masallarımıza da yer yer değinmiş.Ayrıca pollanna ve pamuk prenses gibi yurt dışı fikir alış verişlerine girmiş durumda.

  Çağlar Çorumlu-ki kendisinin 7 numara dizisinin Yusuf Güdük karakterine hayranım,ayrıca Güldür Güldür deki sevgili Şevketimiz-çok başarılı bir performans sergiliyor.Bütün oyuncular karakterlerini karşı tarafa hissettirmeyi başarıyor.

   Filmdeki efektler çok başarılı,ayrıca filmde yer alan yer yer animasyonlar filme ayrı bi hava katarken yerinde kullanılmış olaması insana bu animasyon da  nereden çıktı dedirtmiyor.

  Film müzikleri de oldukça başarılı ki zaten müzikten yola çıkarak yazılan bir film olduğu için seçimler çok iyi.

   Filmde yer yer klişelerle dalga geçiyor ve bu da filmin havasını biraz dramatikten uzaklaştırıp izleyiciyi eğlendiriyor.

  Açıkcası fragmanı izledikten sonra bu filmi neden izliyorum ki dedim,ama fragman filmin duygu bütünlüğünü tabi ki de aktamamış ve iyi ki izlemişim.

IMDb:6,8 Bir Türk filmi için gayet iyi.

  Son olarak şunu söylemek istiyorum basit bir film ama bir şaheser.Tıpkı Küçük Prens gibi.

NEDEN İZLENMELİ?

AĞLAMAKLI
MÜKEMMEL ATMOSFER
                                                    
   




HARİKA SENARYO
ŞAHANE MÜZİKLER
 
BAŞUCU FİLMİ
MÜKEMMEL SON